15 Ekim 2014 Çarşamba

DISNEYLAND PARIS





Bir önceki gün Eiffel'i gündüz gözüyle nasıl fotoğraflayamadığımı anlatmıştım. Bir sonraki gün Disneyland'a gitmeden bu görüntüleri yakalayabilmek için önce Eiffel'i uzaktan ziyaret ettik :)) Böylece muradıma ermiş oldum.






Sonra ver elini Disneyland ! Disneyland merkeze oldukça uzak ve trenle gidiliyor. Bizim bulunduğumuz yerden Disneyland'a varmamız yaklaşık bir saat sürdü. Ama herşeye deydi. Çünkü oraya vardığımda çocuklardan daha mutluydum diyebilirim. Hava da biraz güleryüzlü olsaydı daha iyi olacaktı ama yapacak birşey yoktu :)

Hayal gücünüzün sınırlarını zorlayan bir dünya burası. Ben kendimi içerde kaybettim çocukları düşünemiyorum bile :)

İçeri girer girmez bal kabakları gülmeye başlıyor :)) Ondan sonra bu masal diyarına giriş yapıyorsunuz. Ama yine elinize bir harita tutuşturuluyor. Çünkü içerisi çokk büyük. Biz sabah 10:30'da girdik 16:00'da çıktık ve üstelik belki bakmadığımız yerler vardı. Bu arada biz sadece Disneyland Park'ı gezdik. Yani Walt Disney Studios'a geçmedik.

Büyüklere tavsiyem giderseniz Big Thunder Mountain, Indiana Jones and Temple of Peril ve Space Mountain: Mission 2'yu kaçırmayın. Acayip adrenalin salgılıyorsunuz :))

Bunların haricinde gerçek manada Pirates of Caribbean'a da bayıldığımı belirtmem lazım. Tabi ki bir tek bunlarla sınırlı değil. Kısacası yolunuz Paris'e düşerse muhakkak bir gününüzü Disneyland'a ayırın.

Bilet alırken bir küçük tüyo sizlere. Biletleri önceden internet üzerinden alabiliyorsunuz. Eğer sayfayı ingilizce seçerseniz bilet fiyatı birden artıyor, eğer fransızca seçerseniz daha uygun fiyata alabiliyorsunuz. Böylede bir durum var yani ortada !










Walt Disney karakterlerinin geçit töreni harikaydı :) Resmen bir renk şöleni :)
















Döndüğümüzde o kadar çok yorulmuştuk ki ( hatta ben trende uyuyakaldım) , otelde dinleniriz diye düşünüyorduk ama tabi ki yerimizde duramadık. Ve son gece benim anılarımın arasında üst sıralara yerleşen müthiş bir zaman dilimiydi. 

Otelimizin bulunduğu duraktan bir iki durak öncesine yürüyüp bulduğumuz herhangi bir kafede birşeyler atıştırmaya karar verdik. Açık hava, bol oksijen iyi geldi :) Yemekten sonra biraz daha yürüyelim dedik. Yürüye yürüye 3. günün sonunda Eiffel'i çekmek için çıktığımız yanlış noktaya kadar gelmişiz :)) Sonra bir baktım Eiffel mor olmuş :)) Ve nasıl olduysa sadece o akşam makineyi yanıma almayacağım tuttu :(( Biraz daha yürüyelim bakalım nereye çıkacağız derken biz taa Musee d'orsay'a kadar geldik ve orda tam gözümüzün önünde duran müthiş tarihi köprü Pont Alexandre III ile selamlaştık. Bu kadar güzel bir manzara olabilir mi?? Müthiş ihtişamlı bir köprü, karşıda mor renkli Eiffel, Sein nehrine yansımış ışıklar ve kameram yanımda yokkkk !!!!! Bu duruma biraz üzülsemde güzel manzaranın tadını çıkardık. Bir buçuk saat sokaklarda el ele dolaşarak şehrin müthiş romantik atmosferinde kaybolduk :) Herşey çok güzeldi gerçekten ama otele döndüğümüzde yorgunluktan bitmiştik. Ve benim ayağımda topuklu botlarım vardı gerisini siz düşünün :)) Otele döner dönmez bir hesapladık ki 7,5 km yürümüşüz :)) Ama bu yürüyüş Paris'in akşamlarının  da ne kadar güzel olduğunu bir kez daha hatırlatmış oldu bana. Yorgunluk falan uçtu gitti :)

Ertesi ve son günümüzde kahvaltıdan sonra biraz dolanıp, kahve içip sonra havaalanına geçtik. Benim için ruhumun dinlendiği, müthiş anıları içerisinde barındıran harika bir gezi oldu gerçekten. Tüm gitmek isteyenler umarım en yakın zamanda bu güzel şehri ziyaret edebilirler. Paris'ten bu kadar :)) Günlük postlar yakında devam edecek..

23 yorum:

  1. işte evimi buldum :)
    coşardım ben oraya gitsemmm durdurabilene aşk olsun :D Evrene güzel mesajlar iletiyorum beni buralara sevdiceğimle ışınlasın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) öyle oluyor zaten insana değişik bir enerji geliyor :)) inşallah canım giderseniz çok eğleneceğinizden eminim :)

      Sil
  2. Her bir kareye bayıldım umarım bir gün bende giderim oralara :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim canım :)) inşallah tatlım :)

      Sil
  3. Harika fotograflar yine tatlim, cidden rengarenk bir ayri ülke gibi bencede! Paris´de bende en cok Disneyland, Katakomblari ve Versailles bahcelerini begenmistim ve tabiikiiii pharmacie alisverisimi, ama mutlaka tekrar gitmek istiyorum, bu sefer ama en az minimum 2 gün Disneyland´in her yerini ve her parki gezmek icin, bunun icin vip kartini bile almak istiyorum beklememek icin. Disney karakterlerine bayilirim zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) hangimizin içinde küçük bir çocuk yok ki !! elbette tekrar tekrar gitmek ister insan böylesi güzel bir yere :) ben Paris'in her yerini sevdim sanırım. bir tek metro çok kötü kokuyordu yalnız. Hiç farkettin mi bilmiyorum

      Sil
  4. Ne kadar guzel gezmissiniz bayildimmm :)) cokta ozendim dogrusu :)

    YanıtlaSil
  5. Bende bundan bir sene once gitmistim ve aynen senin gibi acayip etkilenmistim bu sehirden. Fotograflarinla oyle guzel yansitmissin ki herseyi bu kadar okur dedim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) çok sevindim iyi yansıtabildiğime bu güzel şehri

      Sil
  6. Yine bayildim fotolara, harika yakalamissin güzelim!

    YanıtlaSil
  7. bayıldımm bize de parisi yaşattın ya ellerine sağlık balım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşattım mı gerçekten? o zaman çok mutlu oldum :))

      Sil
    2. hem de nasıl yaşattın bir an kendimi orada zannettim :) bu arada seni mimledim cevaplarsan sevinirim :)

      Sil
  8. bayildimmmm harika biryermis

    YanıtlaSil
  9. Fotoğraflar o kadar güzel ki gitmiş kadar oldum, inşallah bana da nasip olur=)

    YanıtlaSil
  10. Yazıları okurken sanki kitap okuyorum gibi hissine kapıldım, hiç sıkılmadan bir solukta :) çok eğlendiğine sevindim, biz de bu güzel karelere bayıldık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahh ne kadar sevindimm :) o kadar uzun yazdim ki buyuk bir aradan sonra okuyan bayilacak sanmistim :) moral oldu ;) tesekkur ederim canim :)

      Sil
  11. I have been there 10 years ago (or more?),
    had such a fun time!

    YanıtlaSil