27 Eylül 2016 Salı

YUNAN ADALARI: SAKIZ- SANTORİNİ


Beni çok çok heyecanlandıran bu yolculuğa çıkmadan önce Side, Sorgun'da tatildeydik. Ardından planımız İzmir'e geçip gemi yolculuğumuza çıkmaktı.
İlk defa bir gemi yolculuğuna çıkacağım için kafamda soru işaretlerim vardı. Rahat mıydı, midem bulanacak mıydı ?? Soruların başında bunlar geliyordu tabi ama bu sorulara sıra gelmeden gemiye binmemize 1 saatlik bir süre kala çok büyük bir hata yaptığımızı farkettik. Bunu buraya özellikle yazıyorum ki siz de bizim yaptığımızı yapmayın diye. Bildiğiniz üzere son yaşanan olaylardan dolayı yurt dışına çıkışlarda sizden ayrıca SGK dökümünüzü de istiyorlar. Ve genel olarak bunu e-devletten temin ediyoruz. Biz de tam olarak öyle yapmıştık ama sonra farkettik ki gemiye binerken ıslak imzalı istiyorlarmış !!! Sabahın köründe koştur koştur bir SGK bulup en acil şekilde dökümanımızı aldık ama biraz stres yarattı tabi. Aman diyim dikkat edin.
Gemiye binmeden önce bir takım prosedürler oluyor. Nedir bunlar ? Öncelikle pasaportlarınızı tatilinizin sonuna kadar gemiye teslim ediyorsunuz. Onun yerine size gemi giriş çıkışlarında ve içeceklerinizi alırken kullanabileceğiniz bir kart veriyorlar. Kartın arkasında bir barkod yer alıyor, önünde de adınız soyadınız yazıyor. Bu kısımda biraz tedirgin edici aslına bakarsanız. Pasaportunuz yanınızda olmadığı için adalardan gemiye vaktinde dönüş çok çok önemli. Dönemezseniz yandınız, mülteci olursunuz. 

Odalara çok küçük değil, küçük olan banyolar :) Ki bunu tahmin ediyorduk, gemi ne de olsa.. 
Biz turla satın almaktansa gemiyi kendimiz ayarladık. Adı Celestyal Nefeli. Gemiye bindikten sonra küçük bir toplantıya katılıyorsunuz. O toplantıda gemi yaşamıyla ilgili ve gezi rotasıyla ilgili bilgiler paylaşılıyor sizinle. Hemen sonrasında ise katılımın zorunlu olduğu mini bir tatbikat düzenleniyor. Can yeleklerinizi giymeyi öğreniyorsunuz. Sonra ver elini adalar :)
Bizim ilk durağımız Sakız Adası'ydı. Gemi öğlen 1 gibi kalktı ve akşam üstü 6 buçuk gibi Sakız Adası'na vardık. 
Bu arada gemide satılan ücretli ada turları oluyor rehberler eşliğinde. Ama fiyatları bence oldukça pahalı tur kapsamına göre. Biz zaten gezmeye alışkın bir çift olduğumuz için turların hiç birine katılmadık.
Gelelim Sakız Adası'na.. Sakız Adası beni pek cezbetmedi diyebilirim. Sakin, kendi halinde bir ada. Bizim adalarımız çok çok daha güzel diyebilirim Sakız'a göre. Zaten şöyle biraz turladık, birkaç hediyelik eşyacıya bakıp gemiye döndük. Gemi turuna çıkmadan önce de benim beklentilerim Santorini ve Mikonos üzerineydi. Onlarda zaten beklentilerimin kat kat üstünde çıktı. Oraya da geleceğim :))













Gece 12 gibi Sakız Adası'ndan ayrıldık ve sabah 8 buçukta Santorini'ye vardık. Gece uyurken biraz sallanıyorsunuz arada ama öyle mide bulantısı falan yaratacak bir şey yok. Bu arada sabah-öğle -akşam yemeği gemi de mevcut. Her şey dahil bir sistemleri var.

Santorini'nin en önemli özelliği volkanik bir ada olması. O fotoğraflarda gördüğünüz beyaz şahane evler bu volkanik dağın en tepesinde yer alıyor. Gemi limana yanaştıktan sonra yukarı çıkabilmeniz için 3 yol mevcut. 6 kmlik zigzaglı bir merdivenden yürüyerek, o merdivenden katır sırtında tırmanarak ya da teleferikle :) Biz tabi ki teleferiği tercih ettik. Bunun haricinde makul fiyatlı turlarda var 10-15 euro'ya Oia'ya götürüp getirmeli falan. Ama biz teleferiğe binip yukarı çıkmayı ve kendi kendimize gezmeyi tercih ettik.




Santorini'nin en önemli, o meşhur yeri mavi çatılı beyaz evlerin olduğu bölge Oia. Orası ise adanın bir başka ucunda. Otobüsle ulaşım yaklaşık 30 dakika sürüyor ve 2 euro gibi makul bir ücreti var :) 



  
Santorini nasıl desem rüya gibi bir yer ! Ben bayıldım. Maviyle beyazın birleşimi, her yerden çıkan o güzelim kaktüsler, muhteşem manzaralı oteller, otellerin minik havuzları, pastel tonlar, her şey şahane ! Bu müthiş manzarıyı es geçmeyin, burayı muhakkak gezin.





































Gün batımı an be an harikaydı. Müthiş bir manzarayla günü sonlandırmanın keyfini yaşadık. 







2. günümüzün sonuydu Santorini. Bir sonraki gün Siros ardından da Mikonos'a geçip adalar turumuzu tamamladık. Siros ve Mikonos için beklemede kalın, yarın paylaşacağım :)
Görüşmek üzere..

10 yorum:

  1. Santorini, Mykonos elbette harikadır, ama çok bilinmeyen bazı minik adalar var ki muhteşem :) Gemi seyahati beni de ürkütüyor, zaten deniz tutar, perişan olurum diye:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet doğrudur :) Biz açılışı şimdilik böyle yaptık. Umarım diğerlerini de gezebilme şansımız olur. Bende düşünüyordum deniz tutar mı diye ama inanın bir şey olmadı :)

      Sil
  2. Merhaba Belçim, yazı ne de güzel kapatmışsınız böyle:) Ben de gemiyle Girit-Mikonos-Santorini turu yapmıştım. Santorini'den çok etkilenmiştim. Mikonos benim için fazla kalabalık, gürültülü ve turistik gelmişti. Girit adasının sakinliği güzeldi...Bu sene de Sakız Adası'na gittik igde görmüşsündür. Merkezi albenili değil gerçekten ama tekrar yolunuz düşerse çevre köylerine ve ıssız koylara biraz vakit ayırın bence. Pirgi ve Mesta muhteşem...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Patriziacım :) Evet katılıyorum Mikonos biraz turistik ama oranında kendi içinde bir albenisi var.
      Evet Pirgi ve Mesta'yı söylediler ama zamanımız çok yoktu oralara gitmek için ne yazık ki. Merkeze de uzak sanırım. Bir daha ki sefere inşallah :)

      Sil
    2. Evet markezden uzak. Biz yalnızca Sakız Adası'na vakit ayırdığımız için araba kiralamıştık...

      Sil
  3. santorini'ye bayıldım ..

    YanıtlaSil